Basın Duyurusu Linki : http://hudoc.echr.coe.int/eng-press?i=003-6207200-8059022
02. 10. 2018 Tarihli Basın Duyurusu
Duruşmanın halka açık olarak görülmesinin reddinin, Spor Tahkim Mahkemesi’ne karşı adil dinlenilme hakkı kapsamında ele alınmasıdır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Mutu ve Pechstein – İsviçre (40575/10 ve 67474/10 başvuru numaralı) davasında çoğunluk sağlanarak aldığı karar şu şekildedir:
Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun sözleşmenin adil yargılanma hakkı başlıklı 6/1. maddesine göre Spor Tahkim Mahkemesi’nin ( CAS / bundan sonra bu şekilde anılacaktır) bağımsızlığı hakkında bir ihlal olmadığına,
Aynı madde kapsamında ikinci başvurucunun (Bayan Pechstein) CAS önündeki yargılamasının kamuya kapalı olmasının ihlale sebep olduğuna hükmedilmiştir.
Dava, profesyonel sporcuların CAS önünde yapılan yargılamalarının meşruiyeti hakkındadır.
Tahkim Yargılaması sürecinde başvurucu tarafların adil yargılanma hakkının korunması kapsamındaki tüm talepleri ile ikinci başvurucunun CAS’ın yapısal olarak bağımsızlıktan ve tarafsızlıktan yoksun olduğu hakkındaki iddiası, tıpkı ilk başvurucunun kesin tahkim yargılamasındaki hakemlerin taraflı olduğu hakkındaki değerlendirmeleri gibi, reddedilmek zorunda kalınmıştır.
Buna karşın; doping dolayısıyla ikinci başvurucuya verilen yaptırımın esası hakkındaki yargılamanın, CAS önünde kamuya açık şekilde tartışılması gerektiğiyle ilgili sorunlar Mahkemece ele alınmıştır.
Davaya Sebep Olan Birincil Unsurlar
Başvurucular 1979 doğumlu Romanya vatandaşı Adrian MUTU ve 1972 doğumlu Alman vatandaşı Claduia PECHSTEIN’dir.
Ağustos 2003’te profesyonel futbolcu olan Adrian Mutu toplam 26 milyon Euro karşılığında İtalyan kulübü Parma’dan Chelsea’ye transfer olmuştur. 2004 Ekim ayında İngiltere Futbol Federasyonu (EFA) yürütmekte olduğu anti-doping kontrolleri sırasında Mutu’ya ait örneklerde kokain bulgusuna ulaşmıştır. Bunun sonucunda Chelsea, futbolcu ile olan kontratını feshetmiştir.
Nisan 2005’te hem kulübün hem de futbolcunun başvurmuş olduğu EFA Premier League Temyiz Kurulu, futbolcu tarafın geçerli sebep olmaksızın tek yanlı olarak kontratı ihlal ettiğine hükmetmiştir.Futbolcu karar hakkında Aralık 2005’te CAS’a başvuruda bulunmuştur. Mayıs 2006’da Chelsea Kulübü Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) Uyuşmazlık Kurulu’nda tazminat davası açmıştır. Kurul, futbolcunun kulübe 17 Milyon Avro ödeyeceğine hükmetmiştir. Temmuz 2009’da CAS, Mutu’nun temyiz talebini reddetmiştir. Eylül 2009’da futbolcu, İsviçre Federal Mahkemesi’nde CAS kararının iptali için temyiz yoluna gitmiştir. Futbolcu iddialarında Spor Tahkim Mahkemesi’nin bağımsız ve tarafsız olmadığını ileri sürmüştür. Adrian Mutu, isimsiz bir epostaya dayanarak CAS hakemlerinden Bay D.-R.M.’nin Chelsea Futbol Kulübü’nün ilgililerini temsil eden bir hukuk firmasının ortağı olduğunu ve bir başka hakem L.F.’nin Mutu hakkındaki kontratın geçerli sebeple feshi hakkındaki davada karar veren hakimlerden biri olduğunu ileri sürmüştür.
Haziran 2010’da İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi, CAS’ın bağımsız ve tarafsız bir şekilde karar alabildiğine hükmederek temyiz başvurularını reddetmiştir.
Claudia Pechstein profesyonel sürat patencisidir. Şubat 2009’da Dünya Sürat Pateni Şampiyonasına katılan tüm atletler doping testine tabi tutulmuşlardır. Başvuranın kan analizi sonuçları dolayısıyla Uluslararası Paten Derneği (ISU) Disiplin Kurulu sporcuya 2 yıl men cezası vermiştir. Temmuz 2009’da Almanya Sürat Pateni Federasyonu ile Claudia Pechstein, bu karara karşı CAS’a başvurmuşlardır.
Duruşma, Pechstein’in halka açık şekilde düzenlenmesi talebine rağmen kapalı şekilde görülmüştür. Kasım 2009’da CAS 2 yıllık men cezasını onamıştır. Aralık 2009’da Claudia Pechstein, CAS tarafından verilen bu karara karşılık Federal Yüksek Mahkeme’ye başvurmuştur. Başvuran iddiasında; dopinge karşı hakem heyeti başkanının takındığı sert tutumun ve duruşmanın halka açık yapılması talebinin reddinin, hakemlerin yargılama sürecinde bağımsız ve tarafsız bir süreç işletmediklerini iddia etmiştir. Şubat 2010’da Federal Mahkeme Pechstein’in başvurusunu reddetmiştir.
UYUŞMAZLIK, USUL VE MAHKEMENİN OLUŞUMU
Sözleşmenin m. 6/1’e dayanan başvurucular, CAS’ın bağımsız ve tarafsız bir mahkeme olarak kabul edilemeyeceğini beyan etmiştir. İkinci başvurucu açık bir şekilde talep etmiş olmasına rağmen ISU Disiplin Kurulu, CAS ve İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi önündeki yargılamaların halka açık bir şekilde yapılmamış olmasından dolayı dava açmıştır. Birinci başvurucu ise Sözleşmedeki madde 4/1’e (kölelik ve zorla çalıştırma yasağı) ve madde 8’e (özel ve aile hayatına saygı hakkı) ve 1 Numaralı Protokol’ün 1. Maddesine (mülkiyetin korunması) dayanarak, Chelsea Futbol Kulübüne ödemesine hükmedilmiş olan toplam miktar için dava açmıştır.
Başvurular Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne 13 Temmuz 2010 ve 11 Kasım 2010 tarihlerinde ulaştırılmıştır.
Yargılama 7 kişiden oluşan bir kurul tarafından yürütülmüştür:
- Helena Jaderblom (İsveç), Başkan,
- Branko Lubarda (Sırbistan),
- Luis Lopez Guerra (İspanya),
- Helen Keller (İsviçre),
- Pere Pastor Vilanova (Andorra),
- Alena Polackova (Slovakya),
- Georgios A. Serghides (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi),
- ve Stephen Phillips (yazman)
MAHKEME KARARI
Madde 6/1
Mahkeme, bir mahkemeye erişme hakkının, özel kişiler arasındaki mallarla ilgili çekişmelere karar vermek üzere tahkim mahkemelerinin kurulmasını engellemediğini belirtmiştir.
Kural olarak, tahkim yargılaması nedenleri Sözleşme ile ihtilafa düşmemiştir. Yine de CAS’ın yargılama görevinin olduğu kabul edildiğinde, başvurucuların sözleşmenin 6/1. Maddesiyle garanti edilmiş haklarından serbestçe, kanuni şekilde ve kesin olarak yararlanıp yararlanamadıkları hakkında bir ihtilaf konusu doğmuştur. Mahkeme, Claudia Pechstein’e ilişkin olarak, başvuranın CAS’ın yargılama yetkisini kabulü kararını özgür bir şekilde almadığını, hayatını profesyonel sporcu olarak idame ettirmesinden dolayı tahkim yargılaması şartını kabul etmek zorunda olduğunu, şartı reddetmesi halinde profesyonel sporculuk yaşantısını tamamen sona erdirmek zorunda kalacağını dikkate almıştır. Adrian Mutu’ya ilişkin olarak ise, CAS’ın yargılama yetkisini kabule zorlanmadığını bununla beraber Chelsea tarafından seçilen hakemlerinin reddedilmesi yönündeki talebinin dikkate alınmamasının bağımsız ve tarafsız yargılama hakkından eşit şekilde faydalanamamış olabileceğini dikkate almıştır.
Bu yüzden mahkeme, başvurucuların dosyalarını karara bağlayan CAS’ın “hukuken bağımsız ve tarafsız olarak kurulmuş” olup olmadığını irdelemek zorunda kalmıştır.
CAS, hukuken önceden belirlenmiş olan veya kanuni işleme konu olduktan sonra yetkilendirildiği hallerde, uyuşmazlık konusu olan her olaya bakmaya tam olarak görevlidir. Buna ek olarak kararlar kanun yoluna uygun şekildedir. Üstelik verilen kararlara karşılık İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi’nde temyiz yoluna başvurulabilir. Son olarak Federal Yüksek Mahkeme, CAS kararlarını tıpkı Eyalet Mahkemelerinin nihai kararları gibi inceler. Böylece CAS’ın hukuka uygun şekilde kurulmuş bir mahkeme olduğu ortaya çıkmaktadır.
Pechstein davasındaki, tahkim yargılaması başkanlığına karşı beyan edilen şikayetler oldukça müphem ve farazi bulunmuştur.
Hakem seçimi konusunda federasyonlar ve sporcular arasındaki mekanizmanın dengesizliğine dayanarak Mahkeme; mevzubahis davalardaki 3 kişilik hakem heyetinin, Uluslararası Spor Tahkim Konseyi tarafından hazırlanmış listeden seçildiğini ve aynı davalardaki yetkili organın gücünü reddetmek konusunda da bu konseye tabi olunduğunu işaret etmiştir.
Bu yüzden Bayan Pechstein tarafından seçilecek olan hakemin kim olacağı, ilgili liste ile sınırlandırılmıştır. Ne var ki seçim yapılması esnasında listede yaklaşık 300 isim yer almaktaydı. Bayan Pechstein listedeki hakemlerin bağımsız ve tarafsız olduğuna ilişkin şüphe uyandıracak unsurları mahkemeye sunmamıştır. Hatta kendisi hakkında karar almış olan hakem kurulunun oluşumu da göz önüne alındığında Pechstein sadece kurul başkanı olan hakeme, ispat edici olmaktan uzak ithamlarla itirazda bulunmuştur. Mahkeme; CAS önündeki uyuşmazlıklarda atletlerin hakem seçme mekanizmasına karşı muhtemel iddialarının gerçekten etkili olmasına sebep olan kurumların varlığını kabul etmektedir. Ancak bu etkinin temelinde, listenin bu kurumlar açısından bağımsız ve tarafsız olarak kabul edilemeyen hakemlerden oluşturulduğu sonucuna varamamıştır. Bu nedenle mahkeme, hakem listesinin kullanılış sisteminin tahkim mahkemelerine uygulanacak bağımsızlık ve tarafsızlık gerekliliklerini karşıladığına karar vermiştir. CAS Genel Sekreterinin kurulun dikkatini esas meselelere çekme ve kararda şekli değişiklikler yapma yetkisinin itiraz edilen kararın, Bayan Pechstein aleyhine olacak şekilde değiştirebileceğini kanıtlar nitelikte değildir.
Futbolcu başvurusunda, hakemlerden Bay D.-R.M’nin Temmuz 2009’da kararı onayan heyetin bir parçası olmadan önce Aralık 2005’teki cezaya hükmeden heyette de yer aldığından bahisle şikayetçi olmuştur. Bununla beraber taraflı olma hususundaki endişe açısından suçlanan hakem, art arda aynı vakaları incelemek ve benzer sorunlara cevap vermek zorunda kalacaktı. Karar her ne kadar aynı olaylara dayanıyor olsa da kararlaştırılacak yasal mevzular birçok farklılıklar barındırıyordu. 2005’teki ilk yargılamanın konusunu oluşturan olay başvurucunun sözleşmeden doğan sorumluluğu hakkında iken, 2009’daki ikinci yargılamanın konusunu zarar gören tarafa ödenecek olan tazminat miktarı oluşturmaktaydı.
Adrian Mutu aynı zamanda diğer bir hakem L.F. hakkında Chelsea Futbol Kulübü’nün sahibinin müvekkil olduğu bir hukuk şirketiyle bağlantısının olduğunu iddia etmiştir. Uzun gerekçeli kararda hiçbir gelişigüzellik bulunmamaktadır. Federal Yüksek Mahkeme başvurucu futbolcunun iddialarını kanıtlayamadığına hükmetmiştir. İnsan Hakları Mahkemesi, Federal Yüksek Mahkeme’nin görüşünü kabul etmemek için güçlü bir sebep olmadığına karar vermiştir.
Açıklanan sebeplerden ötürü, başvurucuların madde 6/1’e dayanarak ileri sürdükleri CAS’ın bağımsız ve tarafsız olmadığı iddialarına ilişkin bir ihlal yoktur.
Claudia Pechstein’in ISU Disiplin Kurulu, CAS ve Federal Yüksek Mahkeme önündeki duruşmaların kapalı olarak yapılması hakkındaki şikayeti bakımından Mahkeme, hukuk davalarındaki aleniyet ilkesinin olağan mahkemelerde ve profesyonel disiplin kurullarında geçerli olması gerektiğini vurgulamıştır. Aslında Bayan Pechstein CAS önündeki yargılamasının açık duruşma şeklinde olmasını kesin bir dille talep etmiştir. Mahkeme, doping dolayısıyla başvurucuya uygulanan yaptırım hakkındaki sorunun ve yargılama sürecindeki müzakerelerin kamu denetimine açık olması gerektiğine karar vermiştir.
Bu nedenle Mahkeme, CAS yargılamasında halka kapalı yargılama yapılması hasebiyle Sözleşmenin 6/1. maddesinin ihlal edildiğine hükmetmiştir. Bu karar sonucunda Mahkeme, başvurucu Pechstein’in ISU Disiplin Kurulu hakkındaki iddiasını, itiraz organı olan CAS hakkında karar vermiş olması nedeniyle incelemeye gerek görmemiştir.
İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi hakkında ise, söz konusu ihtilafta ileri derecede teknik sorunların ele alınması nedeniyle halka açık duruşma yapılmasının gerekli olmadığını karar verilmiştir. Başvurucunun bu yöndeki talebi açıkça dayanaktan yoksun olduğu için reddedilmiştir.
Diğer Maddeler Hakkında
Adrian Mutu’nun madde 4/1 ve 8’e dayandığı başvurusunda Sözleşme ve Protokollerinden doğan hak ve özgürlüklerin ihlal edilmediğinden kabul edilemeyeceğine hükmedilmiştir. Ayrıca buna ek olarak, İsviçre’nin 1 Numaralı Protokolü onaylamamış olmasından Bay Mutu’nun başvurusu reddedilmek zorunda kalınmıştır.
Tazminat (Madde 41)
Mahkeme İsviçre’nin ikinci başvurucu olan Claudia Pechstein’e manevi tazminat olarak 8.000 Avro ödemesine hükmetmiştir.
Karşı Oy
Hakim Keller ve Serghides karşı yönde oy kullanmışlardır. Karara, karşı görüş şerh edilmiştir.