Bilindiği üzere Hindistan’da Müslümanlar, Hristiyanlar, Hindular ve Parsiler kendilerine ait Medeni kanuna tabidirler. Sömürge döneminde başlayan bu gelenek Hindistan’nın bağımsızlığını kazanmasından sonra da devam etmiştir. Bununla beraber özerk kanunların kaldırılıp tüm halkın yeknesak bir medeni kanuna tabi olması üzerine tartışmalar Şah Banu Davası’ndan[1] beri devam etmektedir. Medeni kanundaki özerklik hususundaki tartışmaların yanı sıra Şah Banu ve Shayara Banu davalarında olduğu gibi Müslümanlara ait medeni kanunun kadınlara ait hükmü de birçok defa tartışılmış ve ülke gündemini meşgul etmiştir. Son 2 yılda da popülist lider Narenda Modi’nin etkisiyle Triple Talaq (Üçlü talak) meselesi Hindistan’ın en çok tartışılan meselelerinden biri olmuştur.

2016 yılında seküler bir kuruluş olan Bharatiya Muslim Mahila Andolan (BMMA) üç talak meselesini gündeme getirmiş ve Müslüman erkeklerin 3 talakı telaffuz etmesiyle beraber anında evliliğin sona ermesinden dolayı kadınların mağdur olduğunu ve yasaklanması gerektiğini söylemişlerdi.[2] Akabinde Narenda Modi meseleyi sahiplenmiş ve “Müslüman Kadınlara Adalet” sloganıyla harekete geçmişti[3]. 2017 yılında ise Shayara Banu davası vesilesiyle Hindistan Anayasa Mahkemesi 3 e 2 oyla üç talakla ile âni boşanmayı yasaklamıştı. Ardından 28 Aralık 2017 de ise Hindistan Parlamento’sunun iki kanadından biri olan halk meclisi Lok Sabha’da Adalet Bakanının teklifiyle 3 talak ile boşamayı suç haline getiren (3 yıla kadar hapis) yasa onaylanmıştı.[4] Fakat kanunun yürürlüğe girmesi için eyaletler meclisi olan Rajya Sabha’dan da geçmesi gerekiyordu ve hükümet partisinin tüm çabalarına rağmen yeterli çoğunluk bulunamamıştı.
3 Talak macerası burada bitmedi fakat öncesinde Başbakan Narenda Modi’nin profili hakkında bilgi ve tarafların konu hakkında demeçlerini verelim.
Modi daha gençlik yıllarında Hindu milliyetçisi RSS partisiyle siyasete atılmıştı. Daha sonra günümüzde hükümet partisi olan BJP’nin adayı olarak 2001 yılında Gujarat eyalet başkanı olmuştu ve başkanlığı döneminde 2 bin Müslüman öldürüldü. Kendisi Pakistan istihbaratını sorumlu tutsa da Amerika hükümeti kendisine ölümler sebebiyle vize vermemişti.[5] Yine Gujarat eyaletinde 2002 yılında meydana gelen korkunç tren kazasında gözler Modi’ye çevrilmişti. Milliyetçi Hindutva ideolojisini benimseyen ve ekonomik başarılarla beraber popülist siyasetiyle Modi, tartışmalı siciline rağmen 2014 seçimlerinde partisinin zafere ulaşmasında kilit rol oynamıştı.[6]
Bu süreçte kanun teklifi aleyhine birçok sokak gösterisi yapılmış ve Hindistan Müslümanları Medeni Hukuk Heyeti de ( All India Muslim Personal Law) Anayasa Mahkemesi’nin kararını ve hükümetin kanun çıkarma çabasını eleştirdi. Heyet yetkilileri 3 talak ile boşama fiilini suç haline getiren kanun teklifinin yürürlükte olan birçok yasaya aykırı olduğunu ve kendi içinde çelişkili olduğunu beyan etti. Zira 3 talak sonucu hapse giren bir erkek hem boşanmamış hem de ailesinin geçimini sağlayamamış olacaktı.[7] Elbette Heyet yetkililerin asıl çekincesi bir din baz alınarak hazırlanan kanuna dine muhalif müdahaleydi. Bunların yanında Heyet hükümete kanunu iyileştirmek için işbirliği teklif etmiş ve aksi halde yürürlüğe girmemesi için ellerinden geleni yapacaklarını beyan etmişti.

Rajya Sabha meclisinden kanunu geçiremeyen Modi hükümeti, 19 Eylül 2018 günü bir yönetmelik çıkararak 3 talak ile boşamayı suç haline getirdi. Ceza hukukunda kanunilik ilkesinin katı olarak uygulanmasına rağmen yönetmelik ile suç ihdas edilmesine çoğu kesim tepki gösterdi. Bir hafta geçmeden yönetmelik Hindistan Anayasa Mahkemesi’ne taşındı.
Hindistan siyasi ortamına bakıldığında ve 2019 yılında parlamento seçiminin olacağı göz önüne alındığında Hindu oyları için güdülmüş popülist bir politika olarak görülebilecek bu kanun tasarısı ve yönetmelik çabalarına Cemaat-i İslami Hindistan Başkanı Sıddıkullah “ … Bu yönetmeliğin tek amacı Hindu oylarını kazanmaktır fakat başaramayacaklar. Müslümanlar ve Hindular onları iktidardan (2019 seçimleri) indirecektir……. Her gün kadınlara ve genç kızlara tecavüz ediliyor. Her gün kadınlar yakılıyor ve zulme uğruyor. Hükümet bunlar için ne yapıyor? Hiçbir şey yapmıyor. Fakat ucuz oy hesapları için Müslümanların duygularını incitiyorlar…… Hindistan çoğulcu ve seküler bir ülkedir fakat hükümet Müslümanların temel haklarını ve Anayasa’yı ihlal ediyor…..” diyerek yönetmeliğe tepki gösterdi.
Hükümet partisi sekreteri Rahu Sinha ise “ Lok Sabha meclisinden ilan edilen kanun hazırlanırken Anayasa Mahkemesi’nin kararı temel alınmıştır. Rajya Sabha meclisinde (yeniden) oylama sunulmadan önce Modi bu yönetmeliği ilan etti çünkü bizim Müslüman anne ve kız kardeşlerimiz bunu çok istiyordu. Müslüman kadınların destekleri bize güç verdi.” diyerek yönetmeliği savundu.
Hindistan hukuk sistemine göre yönetmelik 6 ay içinde Rajya Sabha’da onaylanmadığı takdirde geçersiz kılınacak. Önümüzdeki sene Mayıs ayında yapılacak seçimler yaklaşırken kanunun 2. denemede onaylanıp onaylanmayacağını önümüzdeki aylarda göreceğiz.
[1] https://www.dunyabizim.com/mercek-alti/sahbanu-davasi-ve-hindistanli-muslumanlarin-medeni-hukuk-mucadelesi-h27869.html
[2] https://www.dw.com/en/muslim-women-in-india-struggle-to-end-triple-talaq/a-19331586
[3] http://www.freepressjournal.in/india/narendra-modi-bats-for-muslim-women-blasts-triple-talaq/961074
[4] http://www.prsindia.org/billtrack/the-muslim-women-protection-of-rights-on-marriage-bill-2017-5008/
[5] https://www.britannica.com/biography/Narendra-Modi
[6] https://www.haberturk.com/dunya/haber/948865-hindistandaki-secimlerin-sonucu-belli-oldu#
[7] https://timesofindia.indiatimes.com/city/lucknow/aimplb-opposes-triple-talaq-bill-says-it-is-anti-women/articleshow/62236585.cms