itham-Ediyorum-1283507911

İtham Ediyorum ;dram/suç türünde ve yönetmen koltuğunda Orhan Elmas’ın oturduğu 1972 yapımı filmdir. Filmde ailesiyle adalet arasında karar vermek zorunda kalan bir savcının hikayesi anlatılmaktadır.

Filmin 2 yönü bulunmaktadır. Bunlardan biricisi diğer filmlerden farklı olarak mahkeme sahnelerine geniş yer vermesi hatta filmin kurgusunun bir cinayet davasının seyri üzerine kurulmuş olmasıdır. Yabancı sinemada fazlaca rastladığımız bu durum bizim sinemamızda mahkeme salonlarında sonuçlanan dramatik sonlardan öteye geçememiştir. İtham ediyorum filmi ise ,Amerikan tarzı yargılama, avukat,tanıklar, savcı,yargıçlar ve birbirleriyle ilişkilerinin yansıtılması bakımından farklılık arz eder. Aynı zamanda pasif konumda olsalar da mahkeme salonunu dolduran izleyicilerin bulunması jüri ile özdeşleştirilebilir.

İkinci yön ise “Savcı nasıl olmalıdır,görevini yerine getirirken nasıl davranmalı,nelere dikkat etmelidir?” sorularının cevabına vurgu yapar niteliktedir. Bu yönü incelerken filmin içeriğinden bahsetmek istiyorum.

Fatma cinayetle suçlanmaktadır. Oysa genç kadın, eşi ve onu tanıyan herkes Fatma’nın masumiyetine şahitlik eder. Mahkemenin iddaa makamında Savcı Aydın bulunmaktadır. Başsavcı bu kritik davanın iddaa makamını Aydın’a tebliğ ederken bu davanın meslek hayatında parlak bir dönemin başlangıcı olabileceğini de belirtmiştir.

Savcının elinde Fatmayı suçlamaya yetecek kadar delil vardır. Filmde savcının vurgulanan özellikleri diyaloglar üzerinden işlenmiştir. Sanık avukatıyla Savcı arasında şöyle bir konuşma geçmektedir:

Avukat : O gece 3. bir şahıs tabancayı çalarak cinayeti işlemiş olamaz mı?

Savcı: Ben tahminlere değil delillere göre hareket ediyorum. Tahmin ile kanaat başka başka şeylerdir.

Avukat : Bazı sanıklar deliller aleyhlerine olsa bile masum olabilirler. Adliye tarihi bunun örnekleriyle doludur.

Savcı : Ben Fatma Pınar’ın suçlu olduğunu iddaa ve ispat ediyorum. İspat ederken de sağlam delillere dayanıyorum.

Avukat: Biraz da vicdanınızın sesini dinleyin.

Savcı: Vazifemi yaparken hiçbir duygunun etkisinde kalmam. Görevim kanunları uygulamak ve adaletin tecellisini sağlamaktır. Bu sebeple vicdanım müsterihtir.

Duruşma bittikten sonra sanık avukatı savcının odasına gider ve ona şöhret yapmaya çalışırken bir masumun felaketine sebep olacağını söyler. Savcının cevabı şudur:“ Şöhret mi? Ben görevimi yapıyorum. Adaletin tecellisinden başka kaygım yoktur. “

Tanıklar dinlenirken savcının üslubu son derece sert ve kırıcıdır. Fatmanın en yakın arkadaşının vesikalı bir fahişe olduğunu, onun tanıklık yapmasının doğru olmadığını,küçük düşürücü ifadeler kullanarak belirtir.

Bu sırada Aydın’ın eşi Selma psikolojik sorunlar yaşamaktadır. Doktoru derin bir üzüntü yaşadığını ,bunun sebep olabileceğini söyler. Birlikte tatil yapmalarını önerir. Tatil sırasında kızları kaza geçirir ve onu kurtaran Fatma’nın eşidir.Mahkemede tanıklık yaparken onu tanır fakat tavrı yine son derece serttir. “ Sende hiç vicdan yok mu?” gibi ithamlara maruz kalır.Selma ile bir konuşmasında :

Selma: Onun bu fedakarlığına karşı daha nazik davranman gerekirdi.

Aydın : Ben savcı olarak görevimi yapmak zorundayım.

Selma: Bir gün ben veya çocuğumuz karşına suçlu olarak çıksak böyle mi davranırdın?

Aydın : Evet,hiçbir duygunun etkisi altında kalmadan görevimi yapardım.

Dava ilerledikçe Selma’nın rahatsızlığı ile Fatma’nın işlediği iddaa edilen suç arasında bağlantılar ortaya çıkmaya başlar. Fatma hayat hikayesini anlatır ve Aydın hikayeyi dinlediğinde eşiyle tanışmasından başlayarak aynı şeylerin yaşandığını fark eder. Sonunda katilin kendi karısı olduğu ortaya çıkar. Göreve devam edemeyeceğini ,iddaa makamından çekilmek istediğini ,şahsi bir meselden dolayı etki altında olduğunu ,bu davada tarafsız kalamayacağını bildirir ve istifasını verir. Savcılıktan ayrılarak cinayeti işleyenin Selma olduğunu açıklar.Fatma lehine şahitlik yapar. Selma cezaevine girer.

İtham Ediyorum’da Orhan Elmas kanundışı birçok suçla mücadele ederken bu mücadele içinde çok sevdiği eşini bile hiçbir duygunun etkisi altında kalmadan adalete teslim etmiş fakat ceza bittiğinde de onu cezaevi kapısında beklemekten kendini alıkoyamamış bir savcının hem duygusal hem mesleki hayatını bizlere birlikte göstermiştir.