Film; türü dram/suç olan yönetmen koltuğunda Ümit Efekan’ın oturduğu 1990 yapımı bir Türk filmidir. Hayat kadınlarına tecavüz suçuna verilen cezada indirim öngören Türk Ceza Kanunu’nun 438. maddesinin sebep olduğu ve “N.T. Olayı” olarak adlandırılan yaşanmış bir olaydan alıntılanmıştır ve bu gerçeklik çarpıcı şekilde gözler önüne serilmiş,modern dünya yaşantısı açıkça ortaya konulmuştur.

Baş karakterimiz Naciye, 16 yaşındayken kendinden yaşça büyük olan bir adamla evlendirilmiş, 3 çocuk sahibi, aynı zamanda hamile ve evli bir kadındır. Naciye’nin kocası kumar oynamaktadır ve borçlarını ödeyebilmek için karısını başka erkeklere satmak ister. Naciye bunun üzerine kocasını kaynar su ile yakar ve korkudan kocasının onu satmak istediğini söyleyemez. Böylece Naciye hapse mahkum olur. Bu sırada çocuklar babalarına verilir. Bebeği ile hapisten çıkan Naciye, tek başına ayakta durmaya çalışır. Duldur ve çokça tacize uğramasına rağmen hep namusunu korumaya çalışmıştır. Fabrikada iş bulur. Çalıştığı fabrikadan bir arkadaşının tanıştırdığı Arif adındaki kamyoncu, Naciye ile metres hayatı yaşamak ister. Naciye bunu reddeder ancak Arif, Naciye’nin peşini bir türlü bırakmaz. Sonunda bir gece Arif ve arkadaşları Naciye’nin evini basıp ona tecavüz ederler. Naciye bunun üzerine şikayetçi olur. Tecavüz gecesi Naciye’nin yardımına koşan Sabri, iyi bir insandır ve Naciye’yi korumaya başlar. Korumacı tavırlar karşısında etkilenen Naciye, yalnızlıkla da baş edemeyince Sabri ile imam nikahı kıyar. Bir akşam polis,
-Arif’in avukatının uğraşları sonucu- Naciye ile Sabri’nin evlerini basar ve fuhuş yaptıkları gerekçesiyle onları karakola götürür. Naciye kendini savunmaya çalışsa da bunu başaramaz ve artık “hayat kadını” olarak vesikalanmıştır. Gazetelerde fişlenir. İşten çıkarılır, çocukları devlet tarafından elinden alınıp yurda verilir.
TCK madde 438’e göre : “Irza geçmek ve kaçırmak fiilleri, fuhşu kendine meslek edinmiş bir kadın hakkında irtikap olunmuşsa ait olduğu maddelerde yazılı cezaların üçte ikisine kadar indirilir.”
Bu madde ile Arif ve arkadaşları 12 yıl olan hapis cezalarını 4 yıla indireceklerdir. Bu sırada Naciye, gazeteci Oktay ile röportaj yapar ve insanlara sesini duyurma fırsatı yakalar.
İncelediğim bu filmde,kurgulanan mahkeme sahnelerinde anlatıyı oluşturan düğümün yapısı yanlış anlamalara dayalı : İşlenmeyen suçlar, kötülerin kurgusu ile masum karakter Naciye’nin üstüne kalmış. Yine aynı şekilde Yeşilçam melodramlarındaki kötü şartlarda yaşayan karakterlerin ne olursa olsun iffetli oluşu genellemesini bu filmde de görmek mümkün.
Diğer bir konu, suçun yalnızca bir ceza hukuku kavramı olmayışı. Günlük yaşantıda kınama duygusunun bir ifadesi olarak da toplum tarafından kullanılmaktadır. Naciye, basında “hayat kadını” olarak lanse edildikten sonra ülkede protestolar ve sokak röportajları yapılıyor,tepkiler büyüyor.

Sokak röportajlarında insanların bir kısmı Naciye’yi suçlarken, bir kısmı Naciye’nin tarafında. Ancak dikkat çeken asıl nokta, Naciye’yi savunan kesimin giyim tarzlarının birbirine benzeyişi.
Kadın derneklerinde faaliyet gösterenler, avukatlar… Hepsi temiz giyimli ve konuşma tarzı düzgün insanlarken; Naciye’yi suçlayanlar konuşma tarzlarıyla kadını ezen, kadına ikinci insan muamelesi yapan, toplumun okumamış kesimi.

Röportaj yapılanlardan Naciye’yi savunan bir hukukçu

Röportaj yapılanlardan Naciye olayına duyarsız bir işçi

Savcı
Yeşilçam melodramlarında savcı,adaletin halden anlamayan aktörüdür,duruşmanın acımasız karakteridir. En ağır cezaları isterler ve mahkemenin merhamet göstermesinden rahatsızlık duyarlar. Devlet ceza verir ve bu noktada savcı, devletin otoritesinin simgesidir. Alçakta kurulu sandalyede oturan sanık, yüksek kürsüden hiddetle kendisini itham eden savcı karşısında ezilir.
Madde 438 filminde de savcı; devletin koyduğu yasayı savunan, olayın detayındaki ince sebeplerden çok, görünen kısmıyla ilgilenen ve 438. maddenin uygulanması gerektiğini üstüne basa basa söyleyen iddia makamı görevinde.

Yargıçlar
Hukuk konulu Türk filmlerinde, sık karşılaştığımız bir tip olan “beyaz saçlı babacan hakim” rolü Madde 438’de de karşımıza çıkmakta. Filmi izlerken, şüphesiz insana bir oh çektiren kısım, 438. maddenin uygulanmaması noktasında yargıçların görüş birliğine varması oldu. Yargıçlar, yasayı uygulayıp dosyayı kapatmak yerine,vicdan mertebesine uygun karar vermeyi seçtiler,dosyayı Anayasa Mahkemesine gönderdiler ve söz konusu yasanın iptalini istediler.

Avukat
Filmde Arif’in avukatı dava ve para uğruna Naciye’yi lekelemiştir. Davayı kazanabilmek için Naciye’nin “hayat kadını” damgası yemesi gerekiyordu. Usulsüz yollardan araya tanıdıklarını da sokarak Naciye’yi vesikalattırdı (damgalattırdı). Öyle ki öz çocuğu bile Naciye’nin hayat kadını olmadığına inanmadı. Böylece üçkağıtçı avukat, 12 yıl olan hapis cezasını 4 yıla indirtti.