ap_205777806884-e1491504962294

Yeni bir araştırma, kadınların Birleşik Devletler’deki en prestijli konumlardan birine sahip olsalar bile erkekler tarafından sık sık sözlerinin kesilmesinden kurtulamayacağını gösteriyor. Araştırmacılar, ABD Yüksek Mahkemesindeki konuşma kalıplarıyla ilgili yılların verilerini inceledikten sonra kadın yargıçların, erkek meslektaşlarından ortalama üç kat daha fazla sözlerinin kesildiğini tespit etti.

Northwestern Üniversitesi Pritzker Hukuk Fakültesi’nden Tonja Jacobi ve Dylan Schweers, özellikle mahkemedeki kesintilere yönelik hazırlanmış 77 sayfalık raporlarında, cinsiyet, kıdem ve ideolojinin yargıçların sözlerinin ne sıklıkla kesildiği üzerindeki etkilerini inceliyorlar. Cinsiyet güçlü bir gösterge. Araştırmacıların SCOTUS blogundaki yazılarında, kadınların son 12 yılda yargıç kürsülerinin ortalama% 24’ünü oluşturduğunu ve tüm kesintilerin% 32’si kadınlara karşı iken sadece % 4’ünün kadınlar tarafından yapıldığına yer verdiler.

essssss

 

İdeoloji de çok önemli, liberal yargıçlar muhafazakâr olanlar tarafından daha sık kesildi. Kıdemlilik de önemli, ancak daha az bir ölçüde. Araştırmacılar cinsiyetin kıdemden 30 kat daha etkili olduğunu söylüyor. Mahkemedeki kadın yargıçların tamamı liberal ve ikisi alt kıdemli; bu da onların karşısında çeşitli etkenlerin var olduğu anlamına geliyor.

Örneğin, 2015 döneminde alt kıdemli kadın yargıçların sözünün nasıl kesildiğine bakacak olursak;

  • Yargıç Elena Kagan : Yargıç Roberts, Alito ve Kennedy tarafından 10 kat veya daha fazla sözlü kesildi.
  • Yargıç Sonia Sotomayor : Kennedy tarafından 15, Alito tarafından 14, Roberts tarafından 12 kez sözü kesildi.

Kennedy, Yargıç Ruth Bader Ginsburg’a 11 kez müdahale etti. Aynı zamanda Jacobi ve Schweers ‘Mahkemede kadınların iki katı erkek bulunmasına rağmen sadece iki erkek yargıcın diğer yargıçlar tarafından çift haneli seviyede sözlerinin kesilmesine maruz kaldığını,’ yazdılar.

Ulusun en yüksek mahkemesindeki erkeklerle kadınlar arasındaki etkileşimler, birçok kadının günlük yaşantılarında deneyimledikleri şeylerden farklı değildir. Araştırmacılar raporlarında mahkemede tartışan diğer yargıçlar ve erkek avukatlar tarafından birçok türde cinsiyete bağlı söz kesmenin bulunduğunu gösteriyor.

Bunlardan biri mansplaining olarak bilinen feminist literatürde ‘kendini yücelten erkek’ anlamında olan sinir bozucu bir olgudur. Avukatların yargıçların sözünü kesmesine izin verilmediği için, baş yargıcın müdahale etmesi gereken durumların bir örneği;

Ginsburg: Ancak Başkan’ın üstlendiği en iyi performansı kullanma konusunu ele aldığımız zaman,

Kenneth Steven Geller: – Egemenliğin Altında-

Ginsburg: – Bu mahkemenin yapması gereken çok şey var-

Geller: Yargıç Ginsburg, sanırım bu Egemenlik Fıkrası’nın hükmü.

Araştırmacılar geleneksel olarak kadınlarla ilişkili bazı konuşma biçimlerinin -örneğin ‘sorabilir miyim?’, ‘üzgünüm’ kelimelerini ekleme gibi- kadın yargıçların sözlerinin kesilmesine daha müsait hale getirdiğini gösterdi. Ayrıca araştırmalar zamanla mahkemedeki kadınların bu tarz cümleleri kullanmayı bırakmayı öğrendiklerini –daha çok erkek meslektaşları gibi davrandıklarını- ve daha az kesintiye uğradıklarını gösteriyor.

            Sotomayor: … sorabilir miyim?

            Roberts: Çok küçüğü bir sayıyla ilişkilendirebilir misiniz? Sanırım ırk düşünülerek kabul edilen öğrencilerin sayısı da değildi-

            Bert W. Rein: Doğru.

Araştırmacılar cinsiyet karakterli bu değişimlerin sadece  kabalığın bir dizi utanç verici örneği olmadığını vurguluyor. Potansiyel yasal sonuçlar var: ‘Kesintilerdeki cinsiyet eşitsizliği örneği, kadın ve erkek yargıçlar arasındaki etkinin nispi derecede belirgin bir fark yaratabileceğini gösteriyor.’

Daha fazla sözü kesilen -ve böylece düşüncelerini ifade etmekten veya önemli soruları sormaktan kaçınan- kişi ‘sonuç olarak daha kıdemsiz ve kadın yargıçların etkilerinin azaltılmasına, potansiyel olarak daha muhafazakar kararlara ve daha muhafazakar koalisyonlara’ neden olabilir.

Kaynak: qz.com

Reklam