Kaynak: Quora.com

Bu, karmaşıklığı ve çıplak gerçekliği nedeniyle cevaplaması zor bir soru. Birçok kişi zor olan gerçeği kabul etmeye istekli değil, pek çok kişi de bunu söylemek için istekli değil. Anlatmaya başlayayım.

İnsanlar farklı nedenlerle insanları öldürür ve bu da işleri karmaşık hale getirir.
Ancak bu eylemi gerçek anlamda yerine getirecek sinir saf gerçeğin ortaya çıktığı yerdir. Gerçek şu ki; insanlar birbirini öldürüyor çünkü onlar içlerinde incinmişler ve bu duygularıyla başa çıkabilmek için mücadele veriyorlar. “İnsana zarar veren yine insandır” sözü yeni bir söz değil. Ancak ben bu sözü sadece beş-altı yıl önce öğrendim. Hapishanedeki ilk on yılımı başkasının hayatını elinden almama neden olan şeyi anlamaya çalışmakla geçirdim. Cinayeti işlediğim zaman yalnızca on beş yaşındaydım ve kendimi kafamın etrafını saran tanımlanamaz duygulardan koruyamadım. İnsanlara; akran baskısı yüzünden, bana saygısızlık yaptığını, rakip çete üyesi olması nedeniyle benim için bir tehdit oluşturduğu için onu öldürdüğümü söyleyebilirim. Fakat bu sözcüğü duyduktan ve anlamını kavradıktan sonra ışıklar yandı. Canım yanmıştı.

Yaşadıklarımı hatırlayabildiğim zamanlarda babamın alkole yenilişini izledim, daha sonra da annemin… Sonra da babamın alkolü ailesine tercih edip bizi terk edişini izledim.  Büyük kardeşimin hapishaneye girişini görmeden önceküçük kız kardeşimin gençlik gözaltı merkezine girip çıkışını izledim. Daha sonra sarhoş bir sürücü küçük erkek kardeşimi öldürdü ve sekiz yaşındaki küçük bedeninin başından ayrıldığı o görüntü beni avlamıştı. Bunları yaşadığım zaman sadece on yaşındaydım. Yas tutabilmek için kimseye gidemedim çünkü gidebileceğim herkes zaten çok kederliydi.

Çoğu insanın yaptığını yaptım; bütün hislerimi bastırdım ve hayatımın önümüzdeki beş yılı boyunca içime gömdüm. Depresyon ve güvensizlikle uğraşırken bastırılmış bu duyguları saklayabilmek için kendimle mücadele ettim, terk edilmiş ve kendimi kimse tarafından sevilmemiş hissettim. Bunu söylemekten utanıyorum fakat bütün şiddet eylemleri benim için serbest bırakılmıştı sanki. Şiddet yoluyla, kendi acımı başkalarının üstüne yükledim. Üzücü fakat tamamıyla gerçek. Birisini öldürmek benim için nihai bir rahatlama oldu. Omuzlarımdan büyük bir yük kaldırılmıştı. Olaydan sonra eve koşarken, çok fazla duyguyu bir arada hissettiğimi hatırlıyorum, hemen uykuya dalmıştım.

Birisini öldürmenin nasıl bir his olduğu hakkında hakikat bu. Problemlerinizi sorumsuzca çözmeye çalışmak için en son yöntem. Daha fazla problem meydana getirir ve daha fazla insanı incitir. Ben artık sadece depresyon, güvensizlik ve terk edilmiş hissetme sorunlarıyla baş başa değildim; şimdi masum bir insanı öldürmenin verdiği suçluluk ve utanç duygularıyla da baş etmek zorundayım. Arkasına sığınacak bir mazeretim yok. O bana, benim şiddet eylemlerimi haklı gösterecek hiçbir şey yapmadı. Duygularımla ve problemlerimle, sorumlu ve olgun bir şekilde uğraşmadığım için yalnızca kendimi sorumlu tutuyorum.

Bu yaptığım kalbime kocaman bir çukur açtı ve içini utançla doldurdu. Eğer reset butonuna basabilseydim ve her şeye en baştan başlayabilseydim farklı şeyler yapardım. Sadece onun hayatını geri getirebilseydim ve kendi hayatımı kaybetseydim, bunu yapardım. Ne yazık ki, yapamam. Bundan yalnızca ders alabilirim ve diğer insanların aynı yanlış seçimleri yapmamaları için onlara yaşadığım bu pişmanlığı gösterebilirim. Gençlere rehberlik etme ile ilgili yaptığım iş çok başarılı sonuçlar verdi, gençlerin hayatlarını kurtardım fakat bu, hissettiğim suçluluk duygusunun geçtiği anlamına gelmiyor. Bu Mr. Garcia’nın hayatı için bir minnettarlık. Onun ölümü yalnızca hayatımı değiştirmeme sebep olmadı, özveriyle çocukları geliştirmek ve onların da hayatlarını değiştirmek için bana ilham verdi. İnan bana, o çocuklarla konuşan sadece ben değilim. O da…

Çeviren: Sümeyye Odabaşı- Merve Acer