Birçok avukat neden bu kadar mutsuz?
Washington DC’ de yaklaşık her 10 kişiden birinin avukat olduğu tahmin edilmektedir. Doğal olarak yıllar boyunca oldukça fazla avukat gördüm. Mezun olduğum okuldaki profesörlerden birinin meslek hakkında yaptığı şakayı hatırlarım zaman zaman: “Avukatlar oldukça terapistlere de her zaman ihtiyaç olacak. Çünkü birçok avukatın depresyonda olması onlar için tam da aranılan şey.” Bu nedensellik her zaman basitçe vurmuştur bana. Ama profesörüm bir şey bulmuş olabilir diye düşünüyorum. Örneğin aşağıdaki istatistiklere bakalım:
- John Hopkins Üniversitesi’nin 100′ den fazla meslek üzerinde yaptığı çalışmaya göre, araştırmacılar avukatların ülkede en yüksek depresyon vakalarına öncülük ettiğini buldular.(1)
- ABA Genç Avukatlar Dairesinin anketinde kadın avukatların %41’inin mesleklerinde mutsuz olduğu görüldü.(2)
- 1996 yılında meslek olarak avukatlar diş hekimlerini en yüksek intihar oranıyla geçti.(3)
- ABA’ ya göre tahmini Amerika’daki bütün avukatların %15-20′ si alkolizm veya madde bağlılığı problemi yaşıyor.(4)
- Kaliforniya Avukatlar Dergisinin yaptığı ankette her 10 avukattan 7’si bir fırsat ortaya çıksaydı mesleklerini değiştirebileceğini söyledi.(5)
Bu istatistikler her ne kadar endişe verici olsa da meslekten olanlar için şaşırtıcı değil. Yıllar boyunca çok sayıda avukat ile çalıştım. Sadece mutsuz insanlarla karşılaşmadım, gerçekten mutlu birçok insan da tanıdım. Meslekleri avukatların tek mutsuzluk kaynağı diyemem. Bu alandaki ruh sağlığı problemleri eğer zemin hazırlamıyorsa meslek bazen katkıda bulunur diye düşünüyorum.
Tipik Bir Avukatın Psikolojik Karakteri
Danışmanlıkta bu meslekte olan hukuk öğrencileri ve kariyerinin başında birçok avukatın bazı ortak özelliklerinin farkına vardım. Deneyimlerime göre çoğu A tipi (oldukça hırslı ve başarılı bireyler) olma eğiliminde. Ayrıca sadece meslek hayatlarında değil ömür boyu nerdeyse her açıdan mükemmeliyetçilik eğilimindeler. Bu özellikler hukukçular için eşsiz özellikler değilken -muhakkak ki kötü bir şey değil- katı uygulandığında sorunlu olabilir. Birçok hukuk öğrencisi ve avukatın mükemmeliyetçi olma isteği bazen onların uyumlu ve yumuşak başlı olma becerilerine mani olabilir, yasal işleri dışında birçok alanda önemli nitelikler bunlar.
Hukukun Doğası ve Uygulaması
Avukatlık nadiren televizyonda göründüğü gibi cazibelidir. Eğer varsa birkaçı bütün gün lüks içinde oturuyor ve hukuk hakkında felsefe yapıyor, en azından ödeme almak istiyorsa. Avukatlık, zahmetli ve fazlasıyla stresli olabilir. Hatta en dengeli ve uyumlu avukat bile bir noktada zamanla yasal alanda çalışmanın baskılarına yenik düşebilir. Sıradan bir birey, avukatlık gibi aşırı rekabetçi bir ortamda çözümlenmemiş sorunlar ve yetersiz savunmalar ile zorlanır. Bu yüzden psikolojik krizler için bir çözüme sahip olmalıdır.
Bütün avukatlar stresi ve duygusal tükenişleri kısmen deneyimlemiştir. Avukatlar, bana nasıl çaresiz ve sinirli hissettiklerini, fark edilen kontrol kaybının meslekleriyle beraber geldiğini anlatırlar. Eğer büroya iş getiren konumundaki bir avukatsanız ortaklarınız sizden her arzusunu yerine getirmenizi ve haftada 60 saatin üzerinde bir zamanı (hafta sonları hariç) büro için ayırmanızı bekleyebilir. Bir avukatın da dediği gibi ” Hayatımın kontrolünü sağlamaya çalışırken kendi zamanlama kontrolümü kaybettim.”
Başka bir açıdan hukukun kendiliğinden çekişmeli olan doğası bazı avukatlar için stres kaynağı olabilir.(6) Çoğu kez kazanmak -nasıl yaptığına aldırmadan- asıl meseledir. Başarılı olmak isteyen bazı avukatlar başkalarını ikna etmek için sık sık hileye ve anlaşmazlığa bel bağlayacaklardır. Bu vasıflar hukukta ödüllendirilebilir olsa da kişiler arası ilişkilere uygulandığında feci sonuçlar doğurabilir.
Kendini mutsuz, morali bozuk ve köşeye sıkışmış hissetmesine rağmen mesleğe devam edenler olduğu kadar zamanla bu alanı bırakmaya karar verenler de var. Bu ilk grup kendileri veya başkaları için yıkıcı olabilir. Daha önce belirtilen yaklaşık beş avukattan birinin alkol veya kötü madde bağımlılığından acı çektiği istatistiği kesinlikle benim klinik deneyimlerimle de uyum içinde. “Kötü avukatlar” genelde “kötü terapistler” ile birçok şey paylaşır. Her ikisi de problemlerini kabul etmek istemezler ve bazıları bunu tahrip edici yollarla dışa vurur. Maalesef zihinsel hastalığı ve belirtilerini çevreleyen gizlilik, avukatları yardım almaktan alıkoyar ta ki çok geç olana kadar.
Hukukçular İçin Pratik Tavsiyeler
Avukatların bu tip durumlarda neler yapabileceğinin ayrıntılı bir listesi bu yazının kapsamı dışında olmakla birlikte burada sıkıntıda olan avukatlar için 10 pratik ipucu var:
- Başardığınız ve geçmişteki deneyimlerinize dayalı olarak kendinize gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler belirleyin.
- Hayatınızı öncelik sırasına koymayı öğrenin. Yani gerçekten önemli olan eylemlere odaklanın ve bunlar için güç harcayın. Ya önemsiz ya da zamana duyarlı olmayan eylemleri bırakın.
- “Hatalar” hayatın önemli bir parçasıdır ve genelde bize yeni şeyler öğrenmek için bir fırsat sunarlar.
- Duygusal değişim göstergelerinizin farkında olun ve bu bilgilerin yaşam iş ve oyun arasındaki ideal dengeyi sağlayıp sağlamadığını değerlendirin. Eğer dışardayken her zaman stresliyseniz, bu bilgilere dikkat etmek ve değişiklikler yapmak dengeye ulaşmanıza olanak sağlayacaktır.
- Ruh sağlığınızı ciddiye alın. Ruh sağlığınızı dikkate almak diğer mesleki yükümlülükleriniz kadar önemli. Psikologlar ile avukatlar sıklıkla ruhsal bozukluğun erken uyarı işaretlerini görmezden geliyor. Böylece kendilerini ciddi risk altına sokuyorlar.
- Hayatınızda dengeyi arayın. Kendinize bakmak için zaman ayırdığınıza emin olun. Böylece müşterileriniz için de zaman ayırabilirsiniz. Diğer zahmetli mesleklerdeki gibi avukatlar da işlerinde hata yapma riski yüzünden kendi fiziksel, psikolojik, manevi ve kişilerarası hayatlarını ihmal ediyorlar.
- Sağlıklı yollar bularak stres yönetmeyi öğrenin. Stresinizi, egzersiz, sosyalleşme yoluyla veya enerjinizi işiniz dışındaki uğraşlara yönlendirerek yönetip yönetmediğinizden ve bunlar için zaman ayırdığınızdan emin olun.
- Avukatlığın doğası gereği stresli olduğunu kabul edin. Bu gerçeği kabullenmenin önemli olması buna yenik düşmek anlamına gelmiyor.
- Zayıf yönlerinizi kabul edip azaltırken, kişisel gücünüzün farkında olun ve ondan faydalanın. Kimse mükemmel değildir. Kendini öyle sananlar, yalnızca çekilmez değil, aynı zamanda kendilerini geliştirirken kendilerine güvenenleri potansiyel olarak hayal kırıklığına uğratma riskini de göze alırlar.
- Mevcut imkanlara aşina olun -kişisel veya profesyonel olabilir- ve onlardan faydalanın. Eğer kendinizi sürekli aşırı stresli, depresyonda ve madde bağımlılığı/bağımlılık sorunları ile mücadele içinde hissediyorsanız, vakit kaybetmeden profesyonel bir yardım alın. Tıpkı bir psikoloğun uzmanlık konusu dışında yasal sorunlarını çözmek için bir avukata başvurabileceği gibi. Bu yüzden bir avukat da eğer hayatında strese neden olan psikolojik etkenleri irdelemek için gerekli donanıma sahip olmadığını hissederse ruh sağlığı için danışmaya hazır olmalı.
Kaynak: https://www.psychologytoday.com/blog/therapy-matters/201105/the-depressed-lawyer
hukuktar 