Kaynak: http://www.indy100.com
Bir kültürde kaba olarak düşünülen şey bir başkasında iltifat olabilir ve bu farklılıkları belirlemek zordur.
Sanatçı Yong Liu, Pekin’de doğdu ve 20 yılı aşkın süredir Amanya’da yaşıyor.Bu ona Çin ve Alman kültürü arasındaki kültürel farklılıkları anlama yolunda bir fikir vermektedir. Bu nedenle Liu daha sonra kitap haline getirilen ve adına da ‘’ Doğu’nun Batı ile Buluşması’’ adı verilen bir sergi oluşturdu.
Anlayışlı gözlemin bir kısmı, Almanlar (mavi) ve Çinlilerin(kırmızı) tepkileri anlama yolunda örneklerdir ve konuların çeşitliliği ile ilgili bir dizi tüyolar verir.
Liu indy100’e konuştu:
Bu seri için ilham kaynağı neydi?
‘’Ben bundan 13 yıl önce, Berlin’den New York’a taşındığım zaman, şimdiye kadarki hayatımın bir dökümantasyonu yapmak istedim. Bir tasarımcı olduğum için, resim kitabı yapmaya karar verdim. ‘’Doğu ile Batı buluşuyor’’ ile başlayan seri; ‘’Kadın ve Adam Buluşuyor’’ ve son olarak dünden bugüne değişiklikleri belgeleyen ‘’ Bugün ile Yarın Buluşuyor’’ ile devam etti.
Siz Almanya ve Çin’de yaşamanın deneyimlerini çizdiniz. Karşılaştığınız bu deneyimlerinizdeki kültürel farklılıklar ile ilgili herhangi bir hikaye var mı?
Bu resim ‘’ sorunlarla başetme’’ ile ilgilidir. Alman insanlar sorunları hemen, o anda çözmeyi tercih ederler. Çinliler ise problemlerin asla durağan olmadığını; onların da diğer başka şeyler gibi canlı olduğunu, bu nedenle problemleri çözmek çözmek için en iyi zamanın onları gözlemlemek ve bir süre beklemek olduğuna inanırlar.
Örneklemelerle ilgili dikkatiniz konusunda nasıl tepkiler aldınız?
Bu sergiden sonra , bazı resimler internette yer aldı ve beklenmedik bir şekilde virüs gibi yayılır hale geldi.Bi kesinlikle bunun kontrol dışı olduğunu düşündük, fakat neredeyse bir yılın ardından, bloggerlar yazılarnda benim de ismime ve hayatıma yer vermeye başladı. Sonrasında pek çok insan bana ulaştı ve kültürlerarası hikayelerini anlatmaya başladı. Dünyanın her yerinde bu hikayeler yayılmaya başladıkça pek çok insan bu hikayerleri okumak için harekete geçiyordu.Netice itibariyle bu konuda neredeyse dünyanın her köşesinde harekete geçen pek çok insan vardı.
Bu afişleri gören Alman ya da Çinliler bu görüşlere katılırlar mı yoksa söz konusu görüşler hakkında farklı mı düşünürler?
Benim kişisel günlüğüm olmasına rağmen, çoğunluk bu resimlerdeki görüşlere katılıyor gibi görünüyor. Kesinlikle aksi yönde düşünenler de vardır, fakat şimdiye kadar resimlere verilen pozitif tepkiler beni oldukça şaşırttı.
İşinin basmakalıp olduğu hakkında söylenenler hakkında ne düşünüyorsun?
Basmakalıp tanımı benim çalışmalarımı hiçbir zaman etkilemedi. Tüm çalışmalarım arasında ilk kitabım olan ‘’ Doğu ile Batı’nın Buluşması’’ benim kişisel günlüğümdü ve odaklandığım ana şey kişisel deneyimlerimi ifade edebilmekti. Eğer bu deneyimler diğer okuyuculara yardım edebildiyse ben bundan çok büyük bir mutluluk duyarım, fakat bu yine de kitabın öğretici bir kitap olduğu anlamına gelmez.
İkinci ve özellikle üçüncü kitabım için konuşmak gerekirse, temalar oldukça hareketliydi ve bu nedenle kitapları çıkarmam gerekti. (Kitaplar planlı değildi ve temaları aramadım) Düşündüğüm pek çok şeyi ifade edebilmenin daima bir yolu vardı ve bunu yapabileceğim platform da kitaplardı. Dolayısıyla klişe olarak düşünülüp düşünülmediği sorusu kitaplarımda asla rol oynamadı.
Liu bir profesör ve aynı zamanda Berlin Sanat Teknik Üniversitesi’nde İletişim Bölüm Başkanıdır.Onu çalışmaları hakkında daha fazla bilgi almak için http://www.yangliudesign.com/ ziyaret edebilirsiniz.
Çeviren: Merve AKGÜN