Kaynak: abovethelaw.com

Hukuk fakültesi dekanları ve profesörleri çok savunmacı olabilirler ve dürüst olmak gerekirse onları suçlayamam. Geçen birkaç yılda bir çok eleştiri aldılar, bazıları adil bazıları adil değil (ve çoğu Above the Law yani buradaki iş arkadaşlarımdandı). Bu yüzden herhangi bir sorunda neden hemen savunmaya geçtiklerini anlayabiliyorum.

Yine de, eğitmenlerin, geçen ‘Fifth Circuit Judicial’ konferansında akademide her şeyin de mükemmel olmadığını söylemelerinden etkilendim. Problemlerin varlığını kabul etmek onları çözmek için ilk adımdır.

Panel başkanı, eski federal yargıç Kuzey Teksas Hukuk Okulu dekanı Royal Furgeson, panelin başında çözümler hakkında çok fazla konuşmak istemediğini söylemişti. Neden? Halbuki O ve diğer dekanlar çözümlerle çok ilgilendi. Ama programda onlara ayrılan 75 dakika açıkça yeterli bir zaman değildi.

Houston Law Center Üniversitesi dekanı Leonard Baynes burs sorunlarıyla ilgili bir tartışma başlattı. Öğrenim harcı iskontosu son yıllarda önemli derecede artmış,hukuk okulları adayların küçülen havuzları için mücadele vermektedir. Dekan Baynes Hukuk eğitimi finansmanı ABA timden şu istatistikleri alıntıladı:

Burs ve hibelerde geniş çapta ve genellikle çoğalan öğrenci harcı iskontosu oluşur. Özel okullar için 1999-2000 akademik yılındaki enflasyona göre düzeltilmiş net %16 öğrenci harcı vardır. 2013-2014 akademik yılında indirim %25’e çıkmıştır. Devlet okulları için 1999-2000 yılında indirim %22’den %28’e yükseldi. Artan indirimle daha az öğrenci tam harcı ödüyor. Özel hukuk okullarında tam harcı ödeyenlerin yüzdesi 1999-2000 yılında %57’den 2013-2014 akademik yılında %38’e düştü. Devlet hukuk okulları için rakamsal veriler %58 ve %40’tır.

Burslardaki yükseliş birkaç sorun ortaya çıkarır. İlki bu burslar sadece yüksek LSAT puanları ve yüksek not ortalamaları olan adaylara çıkma eğiliminde ve bu adaylar diğer adaylara göre genelde daha zengin oluyorlar. İkinci sorun bursları “açıklamakta”. Öğrenci kesin GPA’sını sürdürmedikçe yenilenmeyecek burslar, okulların gerçekleşmeyeceğini bildiği tavsiyeler ‘tuzak ve fiyatta’ değişime sebebiyet veriyor (bait and switch problem).

Tulane hukuk okulu dekanı David Meyer öğrenci borçları sorunlarıyla kaplanmış durumda.İşte o üzücü tablo:

Bu tablo her öğrenci için 18.000 doları bulan lisans eğitimi borcunu içermiyor!

Dekan Meyer’e göre bu ezici borç yükünün çok negatif sonuçları var: Kariyer yollarını sınırlıyor (sadece garanti işler böylesi borca yeterli gelir sağlayabiliyor), stres ve akıl sağlığı sorunları oluşturup daha başından hukuk okullarına gidip harika bir avukat olacakları caydırıyor. Dekan Meyer’in bu problemin sorularını cevaplayacak vakti yoktu ama masrafların kısılmasının önemine dikkat çekti.

Eleştirmenler, hukuk profesörlerinin doktrin hakkında daha az yazdıklarını ve daha çok hukukçuların pratiğinde olmayan ezoterik konularla ilgilenmelerini tartışıyorlar. Bazı eleştirmenler doktora dereceleri üzerindeki artış eğilimini vurguluyor ve hukuk profesörlerinin işe alınırken uygulamadaki deneyimlerinin azalmış olduğu vurgusuyla suçlamada bulunuyor. Ancak dekan Meyer bu eleştirilerin amacından çok uzaklaşacağını söyleyerek uyarıyor; hukuk proseförlerinin yüksek kalitedeki öğrenimlerinin uzmanlık alanları için özellikle disiplinler arası yapıda  büyük önemi olduğunu, bu noktadaki eleştirilerinin hatalı olduğunu fark etmelerini söylüyor. Doktoraya sahip kişileri işe almayı bırakmak gerçek bir çözüm değil, odaklanılması gereken öğrenimlerinin kaliteli olduğunun kontrolü diyor dekan Meyer.

Panelin en sert yorumu kimsenin tartışmaktan hoşlanmadığı bir konu hakkında Baylor Hukuk Fakültesi Dekanı Bradley J.B. Toben’ dan geldi; ABD’nin hukuk fakültesi sıralamaları haberleri. Dekan Toben ABD haberleri sıralama sisteminin 25 yıldır eğitimin kaitesini ve yönünü ciddi anlamda etkileyen zararlı bir aygıt olduğunu savundu.

Çeşitlilikten bahsetmişken, bu sahneye çıkacak olan sıradaki eğitimcimizin konusuydu, Mississipi Hukuk Okulu Dekanı Wendy B.Scott Afro Amerikan UCLA hukuk öğrencilerini içeren ve onların karşılaştıkları zorlukları tartışan bir videonun bir kısmını oynattıktan sonra o 1)devletin eğitimin çeşitliliğinde ilgi uyandırmada faydası  2)geçmiş ayrımcılığın etkilerine çare bulma ihtiyacı 3)rol modelliğin önemine atıfta bulunarak hukuk eğitimindeki çeşitlilik için gündem oluşturdu. ATC’deki çeşitlilik köşe yazarımız Renwei Chung’u tekrarlayan dekan Scott hukuk eğitimindeki çeşitliliğin 2000 yılından beri gerçekten büyümediğinden yakındı.

Ne yapılabilir? Bu çözümü zor bir problem ancak Dekan Scott tek bir değerlendirme aracının (the LSAT) ötesine geçmeyi, yasal eğitimin önündeki finansal engelleri azaltmayı (belki çeşitli burslar aracılığıyla) ve hukuk müfredatındaki kültürel duyarlılığı geliştirmeyi önerdi.

Son olarak Texas Tech’in dekanı Darby Dickerson genç avukatları fazla ilgilendiren iki önemli konuyu ele aldı:avukatlık sınavı ve akıl sağlığı. O bizim bu sayfalarda bahsettiğimiz bir olaya dikkat çekti; avukatlık sınavının geçiş oranlarının düşmesi, öğrencilerin kalitesinin düşmesinin suçlamayı hak ettiği rivayetini sorguladı. Bunun yerine, O -köşe yazarımız Tamara Tabo’nun yaptığı gibi- Avukatlık Sınavı Hazırlayanlar Ulusal Konferansı’nın (NCBE) avukatlık sınavı geçişindeki verilerine daha yüksek erişimle yetkinliğini sağlaması gerektiğini iddia etti.

Dekan Dickerson ayrıca avukatlık sınavıyla ilgili birtakım problemleri tanımlıyor: ezberlemeye aşırı vurgu (hukuk uygulamasını doğruca yansıtmayan,sizin bilinen, gözde şeylere baktığınız); çok fazla konuyu test etme (avukatların sadece bazılarının bilmesi gerekiyorken); avukatlık özelliklerine yetersiz vurgu ( bazı baroların bu konuda gelişiyor olmasına rağmen), eyaltetten eyalete yetersiz taşınabilirlik (tek tip avukatlık sınavının yaygınlaşmasının yardımcı olabilmesine rağmen); mezuniyet sonrasına kadar insanların baroya girmesine izin vermemesi (ancak Arizona pilot programı hariç), avukatlık sınavı hazırlık kurslarının yüksek ücretleri.

Bu hıncahınç dolu panelin son dakikalarında, Dekan Dickerson hızlıca hukuk öğrencilerinin karşılaştığı mental zorluklara değindi (ve onların avukatlar olarak kariyerlerine etkisine). Bunlar; depresyon, kaygı, madde kullanımı ve bipolar bozukluğu içeriyor. O daha önce bahsettiğimiz Dave Nee Vakfı’na ve hukuk öğrencileri ve avukatları etkileyen mental sağlık meselelerinden bahseden büyük çalışmalarına teşekkürlerini sundu.Çözüm olarak, daha fazla veri toplama, stigmayı azaltma, fakülte ve personeli eğitme ve akıl sağlığıyla ilgili problemlerle karşılaşan hukuk öğrencileri için uygun kaynakların arttırılması gerektiğinin altını çizdi.

Avukatlık mesleğinde akıl sağlığı ve hastalığı hakkında açıkça konuşmak bu problemlere dikkat çekmek için önemli bir adımdır.

Çeviren: Meryem Özdin – Ceren Ekmekcioğlu