Yüksek Mahkeme başkanı Lord Neuberger, Brexit davasının haber yorumunun “hukukun üstünlüğünü” zedeleyebileceği konusunda uyarıda bulundu. “Halkın düşmanları” adlı haber başlığı da dahil olmak üzere üç hakimin dahil olduğu 50.madde davasıyla ilgili eleştirilerin bulunduğu gazete başlıklarına değindi.
Bu yazıda, hukukun üstünlüğü kavramının anlamını inceleyeceğiz.Hukukun üstünlüğü insan haklarıyla bir araya geldiğinde birbirini tamamlayıcı ve modern liberal demokrasinin temel taşlarından biri haline gelir.
Her şeyin başında değinilmesi gereken nokta, hukukun üstünlüğüne ilişkin ‘resmi’ bir tanım yoktur. Bu fikir, en azından “Hukuk her şeyin üzerinde olmalıdır” diyen Yunan düşünür Aristoteles kadar uzanmaktadır. Hukuk devleti fikri günümüzde halen güçlüdür. Her geçen gün bir dizi global haberde yer almaktadır.
Yunan filozof Aristotales hukuk kurallarının üstün olması gerektiğinin önde gelen savunucularındandı.
Hukukun üstünlüğünün temel prensibi, bir ülke devlet yöneticileri tarafında keyfi olarak değil hukuk kurallarına göre yönetilmelidir. Ünlü bir İngiliz hakimi olan Tom Bingham, bu konuyla ilgili bilinen meşhur kitabında hukukun üstünlüğünü şöyle tanımlamıştır:
Devlet içindeki tüm kişi ve yetkililer, kamuya açık bir şekilde kanunlara tabi olmalı, kanunlar herkese uygulanmalıdır(genellikle geleceğe yönelik olarak) ve mahkemelerdeki tüm yargılamalar kamuya açıktır.
Fakat bu tanım aslında ne anlama geliyor:
- Yasalar herkes için geçerlidir.
Yasa herkes için geçerli olmalıdır. Hiç kimse kanunlardan üstün değildir.(veya kanunların altında değildir) Bu özellikle önemlidir çünkü hükümet, bakanları ve tüm devlet kuruluşları kanunlara uygun hareket etmelidir. Bu hükümetin rastgele vergi koymasını, insanları rastgele hapse atmasını engeller. Yani hükümetin öngörülebilir şekilde hareket etmesini sağlar.
- Hukuk gizli kalamaz.
Yasalar şeffaf olarak yapılmalı, halka açıklanmalıdır. Yasalar yapıldıktan sonra herkes için kolayca ulaşılabilir olmalıdır. Eğer hükümet arabalar için gizli bir hız sınırı koyarsa, kimseye bunun ne olduğunu söylemezse, yine de insanların bu sınırı aştıklarında para cezası vermelerini beklemek haksız bir durum ortaya çıkarırdı. Bu şekilde insanlar davranışlarını planlayabilir ve nasıl davranmaları gerektiğini tahmin edebilir.
- Geçmiş yasalar uygulanmaz!
Bir yasa yapıldıktan sonra, etkileri geleceğe yöneliktir. İstisnai durumlar hariç geçmiş senaryolara uygulanamaz. Hız limiti örneğini tekrar ele alalım; bir gün saatte 30 mil hız sınırı ile hareket ettiğinizi düşünün. Sonraki gün hükümet hız limitinin saatte 20 mile düşmesine karar verdi ve size bu kuralı çiğnediğiniz için ceza verdi. Bu açık bir şekilde adaletsiz bir dünya olurdu ve size davranışlarınızı değiştirmek için hiç şans bırakmazdı.
- Mahkemeler hukuk kurallarının doğru bir şekilde uygulandığından emin olmalı.
Son olarak, mahkemeler kanunları uygulamalı ve tüm anlaşmazlıkları yargılamalıdırlar. Bu, yasanın doğru bir şekilde uygulanmasını ve hukukun üstünlüğünün (daha kapsamlı olarak) garantiye alınmasını sağlar.
Peki ya insan hakları?
Bazıları, hukukun üstünlüğünün insan haklarıyla hiçbir ilgisi olmadığını ve köleliğe izin verilen bir hukuk sisteminde bile hukukun üstünlüğünün hâlâ sürdürebileceğini savunuyor. Bu iddianın haklılık payı var; Teorik olarak, herkese uygulanan güncel bir kanun, halka açık mahkemeler tarafından uygulanmış ise köleliği yasalaştıran bir hüküm içerebilir
Fakat bu eleştiride tatmin edici olamayan birçok şey var. En temelde hukukun üstünlüğü, vatandaşlarını hükümetlerine karşı korumak -vatandaşlara haksız muamelede bulunulmasını veya devletin vatandaşlarını keyfi olarak haklarından mahrum bırakmasını engellemek- için bir araçtır. Peki ya bu koruma sistemi, İnsan haklarını korumak istemeyen bir hükümet tarafından sabote ediliyorsa bu durumda ne olacak?
Bu nedenle hukukun üstünlüğü insan haklarıyla bir arada olmadığında boş bir kavramdır. Tek başına kimseyi koruyamaz. Bu nedenle hukukun üstünlüğünün tanımında var olması gereken temel unsurlardan birisi de insan haklarının güvence altına alınması olmalıdır. İngiltere’de haklarımız, İnsan Hakları Yasası ile yürürlüğe giren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile korunmaktadır.
Çeviren: Aliye YILDIZ