screenshot_3

Kaynak: RightsInfo

Yıl 1961. İngiltere’de bir kadın çocuğunu dünyaya getirir. Ama bir şeyler yanlıştır. Yeni doğan çocuğun uzuvlarının şekli bozuktur.

Bu duruma 1957 yılında Almanya’da üretilen, 1958 yılında da İngiltere’de serbest bırakılan bir ilaç sebep oldu. İlaç sabah bulantılarını azalttığı için hamile kadınlar arasında çok popüler oldu. Ne yazık ki, Thalidomide adlı ilaç doğmamış bebeklere büyük zarar verdi. Dünya çapında 10.000’in üzerinde çocuk şiddetli doğum kusurlarıyla doğdu. İlaç üreticisi, ilaçların yol açtığı hasarları karşılamak için kurban ailelerle görüşmeye başladı.

O sırada halk çok öfkeliydi. The Sunday Times kurbanlara destek olmak için bir kampanya başlattı. Ancak, başsavcı ilacın gelişimiyle ilgili detaylı bir hikaye ve ihmalle ilişkili belirli bir makalenin yayınlanmasını durdurdu. Başsavcı, makalelerin kurbanların aileleri ve ilaç üreticileri arasında devam eden görüşmeleri olumsuz etkileyebileceği gibi mahkemeyi de küçük düşürebileceğini savundu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başsavcının  The Sunday Times’ın ifade özgürlüğü hakkını ihlal ettiği kararını verdi. Mahkeme, ilacın bir felaket olduğunu ve toplumu tartışmasız ilgilendirdiğini söyledi. Buna bağlı olarak basının davanın gerçekleri hakkında kamuoyunu bilgilendirmek gibi bir hakkı olduğunu ve kurbanların ailelerinin de ilaçlar hakkındaki gerçekleri öğrenme hakkının olduğunu dile getirdi.

Thalidomide ilacının mirası bizimle kaldı. İlaç günümüzde sınırlı durumlarda olsa da kanser hastalarının tedavilerine yardımcı olmak amacıyla kullanılmaktadır. Hayatta kalan kurbanlar hala tazminat alabilmek için mücadele ediyor. Ancak bu hikaye olağanüstü kamu yararı durumlarında halkın bir trajedi arkasındaki gerçeği bilme hakkının olduğunu gösteriyor.

Çeviren: Sümeyye Odabaşı